yasa

kural kural kural.. al sana kural; noktadan sonra büyük harfle başlamak yasak.
bu sitede kanun da benim devlet de !

24 Ağustos 2011 Çarşamba

ve son.. elveda be günlük ! *

üniversite hazırlık bitti.
günlüğü donduruyoruz diye salya sümük ağlama edebiyatı yapmayacağım.
bilakis mutluyum galiba, yeni bir üniversite, yeni bir şehir, yeni arkadaşlar, yeni bir hava, yeni uğraşılar, yeni meslek v.s

    bu arada 13 yıllık eğitim hayatım boyunca sinirimi bozan, küfrettiren öğretmenlerin, öğrencilerin canı cehenneme :D

bugün, hacettepeye kayıt için gerekli olan evrakları toplamaya gittim,yarın da gidicem, ondan sonraki gün de.
ikametgah belgeleri, bi sürü şeyin fotokopisi,temiz sicil kağıtları, sağlık raporu işte v.s


ee velhasılkelam,
bu günlük de doğal olarak işlevini yitirdi.

kafama eserse birkaç ay sonra farklı bi altyapı kullanarak üniversite günlüğü yada daha geniş kapsamlı bişey daha açarım.
eheuhe buranın tasarımının da, güya ygs/lys ye hazırlandığım için, fazla üstüne düşmemiştim.
gelecek sefere fazlasıyla telafi ederiz(:

neyse,
elveda be günlük;
haydi kal sağlıcakla !

*senelerden bir gün edebiyat hocası başlıklar ve paragraf başları "ve" ile başlamaz demişti. bunu ona adıyoruz. kuralcı edebiyat anlayışları şad olsun.



19 Ağustos 2011 Cuma

üniversite tercih sonuçları açıklandı !

ama ösym bilgi sistemine bir türlü girilmiyor !
lys sonuçlarında sisteme direkt giriş yapabilmiştim hatta sağlam server altyapısı kurdukları için takdir etmiştim.
geri alıyorummmmmmmmm lan takdirimi!

site aha böyle koca puntolarla;
"server is too busy" [server iz tuu bazy]
diyor.
&&

suratım zaten son 2 saattir değişik ifaderlerle çalkalanmakta.

yerleşebilecek miyim?!
yerleşebilecek miyim?!
yer-le-şe-bil-ecek- mi-yim ?!
aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa!!
&&

durr siteye giriş yapıyor gibi, firefox yuvalağı dönüyor!
lanet olsun ekran geldi şimdi kimlik numarası ve şifre istiyorrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr!
      ezberlemiştim sırf bu iş için.
YAZDIM VE GÖNDERDİM şu an sonuçlar yüklenmekte
&&

sonuçlar beni diğer sekmede beni bekliyorrrr bakamıyacaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaam!!
bakıyorum..
şimdi geçiyorum diğer sekmeye..
    -geçmeli miyim ki !
geçiyorum lan ne olucaksa olsun lanet olsun.
    -bir gözüm kapalı mı baksam ki?!

     iyi bir yer kazanamazsam bu yazıyı göndermiyecem.
     bi de rezil mi olalım.

bakıyorumm!!
     -elim titriyor lan resmen, kalp atışım arttı gibi.
baktım lan.

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ
FRANSIZCA ÖĞRETMENLİĞİ

ilk tercihim gelmiş!
ağlamak istiyorum sayın seyirciler;
yaşasıııııııııııııııııııııııııııın!!

8 Ağustos 2011 Pazartesi

ve işte üniversite tercihleri

sevgili günlük,
şehir dışında olduğum için yayınlamakta geç kaldım. ve işte ilk 5 tercihim.

  1. hacettepe üniversitesi / fransızca öğretmenliği
  2. gazi üniversitesi / fransızca öğretmenliği
  3. gazi üniversitesi /almanca öğretmenliği
  4. ankara üniversitesi / fransız dili ve edebiyatı
  5. ankara üniversitesi / alman dili ve edebiyatı

tercihlerimi görüldüğü üzere hep dil alanından yaptım. ilk tercihler ankara oldu.
sonra izmir, eskişehir, adana v.s diye düşüyor. büyük şehir gelmezse gitmem zaten.
türkiyede okumak konusunda da biraz kararsızım, sonuçları açıklasınlar bi düşünürüz artıkın.

5 Ağustos 2011 Cuma

ya ba da ba dhuu!

sevgili günlük;bu sabah ehliyet sınavım vardı.
sınavdan kalırsam benimle dalga geçme diye bunu sana önceden söylemedim (:

               yahu ne kadar çok sınav var şu dünyada.

sınav öncesi şöfor okulumun arabasıyla biraz alıştırma yaptık. dönüşler, sinyaller, zartlar zurtlar..sınav öncesinde defalarca kendime tekrar ediyorum.

            -sinyaller, sinyaller, sinyalleri unutma !!

bir önceki günden, sınava girebilecek müffettişlerin olası yaşına, meraklarına göre sohbet konuları düşünmüştüm.keşke öğrenci ehliyeti sınavı sırasında gelen babacan müfettiş denk gelse diye de iç çekiyordum.

ve kura çekiminde o denk geldi !

sanırım meslekleri icabı ciddi, sert, disiplinli gibi gözükmek zorundalar.
ama üstündeki cilayı tırnakla kazıyıp çıkarınca o eğlenceli insan ortaya çıkıyor.

üniversiteler konusunda meraklı olduğunu bildiğim için mevzuya lys den girdim. ilgilendi.
trafikte yapılan yanlışlar konusunda klişeleşmiş cümleleri kullandım, takdir etti.
ona bu konuda konuşma hakkı verdim, takdir ettim!
çözüm olarak neler yapılabilir diye sordum maksat ona kendini önemli biri gibi hissettirmek.
trafik kurallarıyla ilgili bir ton soru sordu; cevapladım, bir tanesini bilemedim.

sınav bitti, arabayı sağa çekip park ettim.
sınavı geçtim mi kaldım mı bilmiyorum o sırada ama içim içimi yiyor.
bir kaç minik hata yapmıştım. malum kafa dalgın araba sürerken, sınavdan beni geçirecek mi geçirecek mi diye düşünüyorum.

hiç kimse "ben hiç stres yapmadım, ben ustayım, hemen ehliyeti verdiler bana, çok kolaydı,  kusursuzum, muhteşemim, zeus'um lan ben" diye sıkıp kendi egosunu tatmin etmesin. o psikolojiyi yaşadım biliyorum, stres yapmamak imkansız. şimdi dağılın len!!

öyle böyle şöyle. müfettiş çağırdı masasına gittik oturduk.
yanımda bir eleman daha vardı.
iyi ki o daha fazla hata yapmış da benimle hiç uğraşmadı.

         bana sadece,  "araba kullanırken çok konuşma yola dikkat et !"
         yahu ben konuşmasam o sırada yaptığım hataları nasıl kamufle edeceğim (:

ehuehe.. -arabayı aklınızla kullanın, 2 sene içinde sizi tekrar burda görmeyim dedi.
[2 sene içinde cezalar 100 puanı buluyorsa ehliyeti alıp tekrar sınav yapıyorlarmış]

ehliyeti de kaptık sonuçta.

ya ba da ba dhuu! (:

1 Ağustos 2011 Pazartesi

sevgili üniversite sınav derececileri

puslu görüyorum şu an etrafı, yeni uyandığımdandır.
ama birilerine laf tıkıştırmadan edemeyeceğim.
gördüğüm, duyduğum yerde sinir ediyorlar çünkü.

her sene, üni. giriş sınavında derece yapanlar tv ye çıkar, aşağı yukarı  hepsi de aynı şeyi mırıldanır.
-düzenli ve sistemli çalışın, işin sırrı çok çalışma değil.
eheuhe.. cevap veriyorum.
yok vazgeçtim, küfür yok.

ULANN ?!
sen kimi kandırıyorsun ahbap ?
sistemli çalışmaymışmış.
hadi eşşek gibi çalıştın kazandın anladık da, bari böyle deyip hem bizim aileleri kandırma, zira kanıyorlar.

çünkü sen eminim ki;
  • 1 bardak su içmek için bile, "2-3 test daha çözeyim sonra ödül olarak su içerim" diyenlerdensin.
  • haftada en az 2500-4000 bin soru deviriyorsun. [çok soru değil az ve öz soru]
  • günde en az 8 ila 12 saat arası ders çalışıyorsun. [çok çalışma değil sistemli çalışma]
  • sosyal faliyet yoksunluğundan yanıp kavrulmana rağmen bunu kendine bile itiraf edemiyorsun. kendi egonu tatmin etmek bi de çevrende "inek recai" adında anılmamak için "ben hem çalışıyorum hem eğleniyorum" diye dibi tutmuş muhabbet kuşu gibi ötüyorsun.

yazık la.
sonra bi de karşıma geçmiş laga luga tırı vırı artizlik.
yemezlergülümbunları.

28 Temmuz 2011 Perşembe

tvittır rüyalara girer mi

girdi.
o mereti bugüne kadar hiç kullanmadım. hakkında bildiğim tek şey, ünlü olsun yada olmasın insanların girip o an ne yaptıkları hakkında kısa notlar düşmesiydi.
o site bundan ileri gidiyor mu, tam olarak görevi nedir bilmiyorum.

aslında tvittır rüyamı bi kaç ay önce görmüştüm, şimdi aklıma takıldı.
düşümde yanımda duran ve benimle sohbet eden insan [kim olduğunu neyin nesi olduğunu tam hatırlamıyorum adı mayonez olsun] resmen bana tvittır reklamı yaptı.

"orda senin ilgi alanlarınla uğraşan kişilerden kişilerden çok şey öğrenebilirsin!"
gibisinden birşey söyledi. ki bu, ihtiyaç duyduğum birşey, tam beni etkileyebilecek söz.
bende "vay bunu bilseydim çoktan üye olurdum." tarzında bişeyler geveleyip rüyamda tvittır hesabı açtım !

ertesi gün tvittır anasayfasına hayatımda ilk defa bi göz atayım derken, sol tarafta maydonozun söylediklerine çıkan birşeyler yazıyordu, ne tuhaf.
başlangıç filmini [inception]  izleyenler bilir orda da rüyalara girip bir çeşit yeni nesil reklam yapımından bahsediyordu.
rüyalarımıza girmesi için bilgisayarda uğraşırken mi tv seyrederken mi nerden beyne kodluyorlarsa artık bunları (:

bilim bayağı ilerlemişe benziyor burdan bakınca.

keşke enerjilerini bu kapitalist kokuşmuşluklara harcayacaklarına [bayağı bildiğin koyu kahverengi, cıvık, sulu, pis bişey kokuyor. eheuhe.] tamamen insan hayatını iyileştirmeye yönelik çalışmalar yapsalar.

23 Temmuz 2011 Cumartesi

sonuçlarrr

sevgili günlük;
rötarlı yazıyorum çünkü geçen gün internetim bitti ve ancak bugun alma fırsatı bulabildim.
lys sonuçları dil alanında beklediğimden iyi, tm olarak beklediğim gibi geldi.

tm3-348 puan.
yd1-327 puan.
yd2-356 puan.
yd3-411 puan. [bunu yüksek gözüksün diye koydum]

tercihler için pazartesi okuldaki rehber hocalarıyla görüşeceğim, umarım okulda olurlar.

18 Temmuz 2011 Pazartesi

lys sonuçları bir kaç gün sonraya

erken değil mi yahu!
yani.
ehuehe.
kem küm.
ulan lys sınavından çıktıktan hemen sonra keşke sonuçları hemen verseler diye düşünen ben;
şimdi, 1 sene sonra açıklasalar nolur sanki diye pöfleniyorum.

aman yahu neyse ne, yemişim lys'nin pabucunu.
 türkiyede adam gibi bir şehirde adam gibi bir bölüm tutturmada umudum var.

açıklasalar da, tercihlerimizi yapıp kurtulsak.
&&


bu aralar bir işe girip çalışmayı da düşünüyorum.
bir süredir iş araştırıyordum.
sıkıldım lan boş durmaktan bu ne.
biraz para kazanır biraz da kendimi geliştiririm.

14 Temmuz 2011 Perşembe

güney afrikada sevgililer günü

bir önceki yazımda bahsettiğim bebecik ayrılınca yanımdan, bir zenci geldi.
kısa boylu, koyu kahve gözlü, saçlar 3 numara.

nerde yabancı dilde konuşabileceğim birini görsem sohbet açmak için zaman kollarım.
biraz sonra elemanımızın; güney afrika cumhuriyetinden, bilgisayar mühendisliği öğrencisi, ismi valantine[sevgililer günü] olduğu v.s öğrendim. ingilizcesi iyiydi [bazılarının pek iyi değildir]. ismini garipsedim tabi.
bölümün nasıl?
matematik, fizik zorluyor. söylerken yüz hatlarıdan artık sıkıldığı belliydi.[bu kısmı açarsam küfredicem eğitim sisteminin gelmişine geçmişine geleceğine.]
 ..

güney afrika iyi bir yermiş, büyükmüş. burası kadar sıcak değilmiş [ben daha sıcak zannediyordum].
-ismin neden yabancı bir kelime? [aklımdan kolonizasyon kelimesi geçerken]
-eskiden koloniydik.[ingiliz kolonisi diye düşündüm.]
..
-70 sene evvel biz de ingiliz kolonisiymişiz.

sömürge yönetimi onların isimlerine kadar girmiş demek.

thor aşkına. o ne hafiflik, o ne miniciklik oyle!

bu sabah  ukü bursumu kaybetmemek maksadıyla üniversiteye önkayıt olmak üzere erken kalktım. durakta öyle minnacık bir bebek vardı ki  bebek arabasında ! hiç ağlamıyordu. annesine bakıyordu, etrafa seyrediyordu. annesine bakınca gülümsüyordu bana bakınca kim bu yaa acaba dercesine bakıyordu tip tip (:
hasta olmuş meğersem o yaramazcık da. ateşi çıkıyormuş miniğimin, teninde de biraz kızarıklıklar vardı.
annesine;

-ismi ne?
-canan.
-konuşabiliyor mu?
-yok, daha çok küçük!
-ismine tepki veriyor mu?
-evet, veriyor. balkondan seslenince yanıma geliyor. [emekliyerek gidiyordur heralde diye düşündüm]
-hiç anlamam ki bebeklerden.
biraz sonra eniştesi geldi. annesi, bebek arabasını otomobile koymak için bebeği benim elime tutuşturdu. ben istemiştim zaten tutmayı da.
thor aşkına. o ne hafiflik, o ne miniciklik oyle! 
kucağımdayken bile etrafı inceliyordu cin cin. e bende onu bir aşağı bir yukarı sallıyorum. bana baksın diye güya.
o an acemilikle çocuğu nasıl tuttuysam artık, annesi kucağımdan geri alırken gülerek yapıştırdı lafı.
-o ne öyle! paket tutar gibi tutuyorsun bebeğimi :))
-söylemiştim, bebeklerden anlamıyorum ki!