bu sabah ehliyet işleri için sözlü sınav vardı.
sınavın olacağı müfettişlikte bi sürü insan gidip geliyordu.
yahu bi de pantolon giymek lazımmış. ben uzun paçalı eşortman-şort karışımı bişey giydim. mecburen paçaları çekiştire çekiştire, şortu indire indire pantolon gibi yaptık !
her zamanki gibi hiç heyecan yoktu. içeri çağrıldım.
40-50 yaşlarında babacan bir adamdı müfettişim.
sorduğu ilk tabelayı bilemedik he mi, hem de aşağıda resmini koyduğum tabelayı ! ki küçüklükten beri herkes gibi aşinayımdır ona..
masadaki tabela defterinden yandaki işareti seçerek;
-'bu ne?'
-'dur işareti'
-durmam !
değilmiş! içimden ya bu neydi, ya şimdi beni sınavdan geçirmezse düşünceleri hızla akıp geçiyordu. o an aklım öylesine karıştı ki;
-'anayolda sağdan gelen trafiğe yol veriniz işareti ?!!'
bile dedim yani.*
-'hocam heycanlıyım aklım karıştı!' diyerek durumu toparlamaya çalıştım. [yalanın da böylesi]halbuki 1 buçuk-2 saattir aralıksız diğer antirik kuntirik tabelalara çalışarak onları kafama sokayım derken bu en kolay olan aklımdan uçmuş. [bknz.aşırı yüklenme]
aralarda biraz sohbet ettik. nerden mezunsun, üniversite, memleket, köken, çoluk çocuk v.s [kendimi sevdirme çabaları.]
neyseki aklımı toparladım ve diğer tabelaların hepsini doğru cevapladım.
ve bu sınavı da geçtik. öğrenci ehliyetini yarın alacağım.
hem de hiç unutmayacağım bu tabela hatırasıyla !!
*not: cevap taşıt giremez işareti.